Merhaba! Ben Kamer AYGÜN. Tanımayan kalmamıştır artık diye düşünüyorum. En azından Mersin’de. Zaten yoktu da, yakinen diyelim ☺
Aile ziyareti diye geldiğim Mersin’den, 6 günün sonunda ayrılıyorum. “Ne yazık ki ayrılıyorum…” diyemeyeceğim ve büyük memnuniyetle, geride bıraktığım ancak kıymetli parçalarından yanımda götürdüğüm aile dostlarıma olan sevgimin gerçekten çok minik bir belirtisidir, bu gülümseme ve yazı.
“Ön yargı, beyine vurulan kilittir” derim fazlasıyla ve uzak durmaya çalışırım. Uzak durmaya çalıştığım kısmı ise faydasız ve yitirten kısımları. Mersin’de, ziyaretine geldiğim aile dostlarıma, büyük bir ön yargı ile geldim. Kardeş paylaşımlarında bulunduğum Kemal Kırçuval’ın ailesine olan sevgisi, saygısı ve bağlılığını takınarak. İşte benim ön yargım. Olumsuzlukların def edildiği, kucaklayıcı bir yargı. Tek saniyesinde dahil, memnuniyetsizlik duymadım. Çünkü karşılığını alacağımı gönülden hissettiğim insanların yanındaydım. Aldım da…
“Bir insanı yada bir yeri tanımak istiyorsan, oraya veya ona bir uğramak yerine, orada yada onlarla yaşa!” derim. Mersin’deki ailemin yanına da, hiçbir plan ve program yapmadan, onların yaşamına dahil oldum ve onları yaşamlarında, doğal halleriyle tanımaya adım attım. İşte bu daha gerçekti. Kurgusuz, sahtelikten uzak ve doğaçlama…
Bu kısa sürecin en gündem konusu da, benim uzun süredir uzak durduğum, düğün dernek işlerinin tam üstüne düştüğümdü. Hatta tehdit eder gibi, “Bir düğün daha var! Düğüne gideceğiz!” şakacıkları da eksik olmadı. 😅 Neyse ki, genel beklentimden daha güzel geçti. Bunu da atlatmış oldum. “Nice diğer düğünleri atlatmaya…” diyeyim şimdilik, hafif esprili bir mimik kullanarak. 🙂
Geldiğim ilk günden, son günüme kadar, sevgiyle kucakladığım dostumdan duyduğum, samiyeti, içtenliği, genel olarak gerçekliği, ailesinden de duydum. Duyularımı, duygularımı aktif bir şekilde kullandım ve bu hususta kısıtlanmadığımı hissetmek, ailemin yanında nasılsam, yine öyle olmama vesile oldu. Velhasıl, gerçekliğimin karşılığını aldım. Bu da, benim için kıymetli…
Benimle ilgilenemediklerini düşünen güzel insanlara da birşeyler söyleyeyim. Her ne kadar yoğun bir döneminizde yanınızda olsam da, benimle fazlasıyla ilgilendiniz. Beni daha rahat ettirmek, ağırlamak, gezdirmek düşüncesinde olduğunuzu az çok gördüm. Ama maddi hazların hem sonu yoktur, hem de kalıcılığı. Bana en kalıcısını verdiniz. İnsanların hasretliğini az çok hissettiği, samimiyet ve içtenlik. Yansıtamadığınızı düşünseniz bile, hislerini anlamlandırmaya çalışan bir yakınınız olarak, benim için gerekeni, belki siz farkında olmadan aldım. Gönlünüz rahat olsun. Zaten gözlerime baktığınızda, memnuniyetimi hissetmişsinizdir.
Sizden tek isteğim, çabanız sonlu olandan ziyade, sonsuza yaklaştıran duygu, düşünce ve bağlılığınızı güçlendirmek için olsun. Ben uzaktan gelen biri olarak vâr olandan memnun kaldım. Dahasına ulaşma çabanız, sizi hem daha memnun kılacaktır hem de bu değerlerin kaybolmasına engel olacaktır. Her birinizin yolu ve bahtı açık olsun. Ve her birimizin birlikteliği daim olsun…
Bizi güçlendiren ve güçlü tutan manevi duygular. Mesafeleri yıkan da, yine aynı. Sadece aklınıza geldikçe dua etmenizi isterim. Hem bana hem aile yakınlarınıza. Emin olun bir insan, hatırda boşuna yer etmez. Aklınıza geldiğimde anlayın ki, boşuna değil, bir nedeni var. Nedeni de bir yana, duanızı esirgemeyin. Benim için kıymeti büyük bir değer, bu kısımdır.
İnsanların yanındayken gözlerimden anlarlar, duygularımı. Belli etmekten çekinmez gözlerim, heyecanını, sevgisini ve içtenliğini. Uzaktayken de, yazarım. Yine çekimem, içimden geleni kalıcı kılmaya. Bunlar içimden geçenler. İçinizde yer ettiğimi bildiğimden, içimden gelenler…
Sevgiyle kalın güzel insanlar! Ben sizi sevgiyle anacağım ve yaşayacağım. Bunu aksi için bir nedenim yok. Daim olan güzel günlere inşallah… 😚🙋:)
(Özel bir deneyim. Ancak buradan da kendine pay çıkaran olur diye, paylaştım)