Bir Kırsal Adam ve Gezgin Kadın Hikayesi
6.Bölüm: “Vesileler, Nedenlere Götürür…”
Sabah yakındaki derede ihtiyaçlarını giderdikten sonra yemeklerini yiyip çadırı da kurulu bir şekilde bırakıp devam ettiler. Bundan sonrasında, macera devreye girdi. İki günlük gezilecek yerler vardı ve barınakları Adam yapacaktı. Hem bilgileri aktif tutmak, becerileri geliştirmek iyi hissettirir, hem de yanındakilere farklı bir deneyim yaşatır diye düşünmüştü. Birkaç göl ve tepe gezerek bitirdiler bir günü daha. Gölden birer tane de balık da tuttular akşam için. İkindiyi biraz geçmişti ki hemen barınak yapmak için ormanlık alana girdiler. Adam uygun bir yer seçip, kolay bir barınak inşa etmeye başladı. Kadınsa yine ateş ve yemekle ilgilendi. Adam, yatacakları yer için kuru yaprak ve çam iğneleriyle geniş bir yer hazırladı. Yağış beklemediği için çatısını sadece rüzgarın şiddetini kesecek kadar yaptı ve hazırdı. Bundan en çok çocuk mutluydu. İlk kez böyle bir şeyi, bir insanın yaptığını görüyordu. Yani ev gibiydi. Her ne kadar gezse de şehirlerdeki evleri genelde koca aletler makineler yapardı. Hayranlıkla inceledi barınağı. Adam, işi bitince yemeğe destek oldu. Her biri keyiften dört köşe olmuştu. Yemeklerini yediler. Ellerine sağlık diledi Adam ve çocuk da sarılarak eşlik etti Adam’a…
Adam, yanına aldığı bir paketi çıkardı çantasından. Kurabiye yapacaktı, tabi ihtimal vermedi diğerleri. Adam hamuru hazırladı, sonra daha önce etrafta bulduğu ateşte ısıttığı yüzeyi düz taşların üzerine, iğneli çam dalını fırça haline getirerek yağ sürdü ve kurabiyeleri kısım kısım pişirmeye başladı. Dikkatle ve ustalıkla yapıyordu. Ateşte ısıttığı taşın üzerinde pişirirken taşa değdiği yerlerde kısım kısım karartılar oluşsa da içi gayet iyi pişmişti. Böyle bir ortamda gayet güzel bir tatlıydı.
Çocuk hayretini gizleyemedi gözlerinden. Hele ki “Mmmm…” diye diye yiyişleri…
Kadın da öyle. Güven duyması artmaz mı insanın, artıyordu. Bilen insana artıyor ama asıl o emeği verecek yüreğe sahip olması önemliydi.
Artık yatma vaktiydi. Biraz yadırgansa da bulundukları ortama göre yatak yerleri oldukça yumuşaktı. Çocuk, barınağın giriş yerine yakın yattı. Ateşi de oraya yakın yakmışlardı, üşümesin diye. Kadın da diğer yanına çocuğun, Adam da onun yanına. Gecenin hayrına bıraktılar kendilerini.
Ertesi sabah Adam hepsinden önce açtı gözlerini. İlk gördüğü tüm gece burnuna vuran kokunun kaynağıydı. Kadın sırtı dönük ama saçları Adam’a doğru uzanmış yatıyordu. Uyandığında derin bir soluk alırdı Adam, kendine çarçabuk gelmek için. Bu soluğuna Kadın da katılmıştı. Derin, derin…
Ürperdi. Ürpermesiyle ilgili bir düşüncesi vardı ve her oluştuğunda onu düşünürdü: “Eğer ürperiyorsam güçlü bir his vardır”. Hissettim derdi. Bu seferde öyleydi, Kadın’ı hissetmişti ve aykırı hiçbir şey yoktu. Bir uyum hissetti. Günden güne yakınlıklarının artmasında da bir uyum vardı…
Üzerlerinden geçerek dışarıya çıktı. Yiyecek bir şeyler hazırlayıp kaldırdı onları da. Sonra da toparlanıp yollarına gittiler… Bu günü de aynı şekilde dışarıda barınak yemek ve tabiatın güzellikleriyle geçirdiler.
Gece yine aynı şekilde yatmışlardı. Adam yaptığı barınağın tavanına dalmış yanında uyuyanların nefes alışlarını dinliyordu. Bu sese alışmıştı. Bu güvene bu birliğe günden güne alışmıştı. Düşününce farkına varmıştı ki, ben ne yaşıyorum diyerek…
Düşünmezken, yıllardır süregelen birliktelik gibi hissetmişti. Düşüncelerine öncelik verince daha net anlamıştı bunu. Sonra, Kadın’ın vefat eden eşi geldi aklına. Daha sonra ise Kadın’ın rüyası, çocuğun konuşmaması, hepsi bir anda doluştu kafasına…
Doğruldu bir anda, yaşadığı bu süreç çok gerçekti, bir amaca hizmet ediyor gibiydi. Bu ailenin önceki yaşamı nasıldı bilmiyordu ama bir vesileyle bu aile dağıldı, çocuk sesini kesti, yollara düştüler. Bir rüya ile hakikat uğruna…
Hakikat için çabalayan ve düşünce geliştiren bu insanlar bana yollanmışlar sanki ve son birkaç gün…
Bu düşünceler ardından Adam ellerini açtı ve rahmet diledi Kadın’ın eşine. Neden dolu olduğunu anlamadı gözlerinin ama tüm bu düşüncelerin ardında bir yaratan gördü yine, hep gördüğü gibi…
Ellerini yüzüne götürdü, ellerini çekerken de gözlerinden topladığı yaşlarını parmak uçlarıyla yüzüne ve sakallarına dağıttı…
Gülsen
19 Haziran 2018 — 01:27
Harika bir hikaye olmuş yüreğinize sağlık👏 her gün bir kısmını okuyayım arkası yarın dediysemde başlayınca merak edip tek seferde okudum👌Hakikati bulmak için çetrefilli karanlık yollar çıkacaktır karşınıza,hakikat yolunda size ışık tutacak biri çıkarsa karşınıza kaybetmeyin derim 🙏