Gün ışığının son anları.. rengin her çeşidi ve geçişiyle…
[wpvideo NkNFeP6l]
Bugün açan güneşle işe koyuldum erken vakitte. Ta ki, iftara bir saat kalana kadar. İki gündür iftarı bekleyemeyen ben, bugün bitmese de iftar aklıma gelmezdi herhalde.
Çalışmak!
Aslında tam bir ilaç!👍
Tüm gün çalıştıktan sonra duşumu alıp uzandım. Bir süre istirahat ettim, huzurla…
İftarda sevdiğim iki yöresel yemek vardı. Söylemeyeyim. Sonra ağzınız durmuyor canım çekti diye…
Yemekten sonra sanki az yorulmuş gibi aldım elime dedemin bana yadigar bırakmasa da, avucunun sıcaklığını ve emek vereceği zamanı üzerinde bıraktığı değirmene kahve çekirdeklerini doldurdum ve hergün gün batımını izlediğim köşeye yaslandım.
Kokladım.. baktım.. harekete devam ettim.
Döndür de döndür…
Bugün anladım, tekrar ve tekrar, çalıştıkça hayata tutunuyor insan. Ürettikçe özüne dönüyor ve yapacaklarını devamlı katlıyor, aşıyor…
Çokça bahsetmiştim anneannemin bir sözünden. Bana çok der. Çünkü çalışırken beraber oluruz genelde:
“Çalışmaktan kimseye birşey olmaz oğlum”
Bugünün hatırası da bu olsun.
Sevgiyle kalın!..
17 Haziran 2017
Anonim
28 Kasım 2020 — 13:47
Sherloc Holmes der ki; ‘Çalışmak hüznün en iyi panzehiridir.’ ama sadece hüzne ait olmadığını düşünüyorum ben. Hem zaten Kur’an-ı Kerim’de de bir ayet var değil mi? ‘artık boş mu kaldın, hemen çalış.’ (inşirah,7)
çalışmak iyidir.