Bir arkadaşım demişti: “Neden karşımdaki kıza oynayayımki ? Eğer ona karşı hislerim belliyse açıklamalıyım. Önce arkadaş olalım sonra olursa olur. Bu bana göre değil. Ben açıkça söylerim. Söyledimde. Olursa olur olmazsa arkadaş olamam. Çünkü düşüncelerim kesin”.
Bu nekadar doğru bilmiyorum ama herzaman dürüstlükten yanayım. Birşey hissederken arkadaş gibi davranmak garip geliyor. Birde şu boyutu var tabi, hayatını devam ettireceğin kişi konuşabileceğin,paylaşabileceğin kişi olması gerek derler. Herşey geçici ama aradaki paylaşımlar kalıcıdır. Peki hayat paylaşınca güzelse ki gerçektende öyle paylaşamayacak kişiyi seçmeye yeltenmek ne diye. Ozamanda öncelikle birşeyler paylaşıp paylaşamadığımıza bakmak için arkadaş olarak mı başlamalı,kesin bir karar vermek için. Yoksa evrenemi bırakmalı bir gün o kişi çıkar karşıma mı demeli ? 😀 Çorba oldu konu,karıştı gitti.
Her ne yolla olursada bence önemli olan “dürüstlük“. Hislerinde emin olduğunu düşünüyorsan ‘dürüst’ ol…
10 Nisan 2012
bu*
22 Haziran 2015 — 15:26
“Ne mi düşünüyorum? Bilsen ne değişecek bilmiyorum ama seni fazla düşünüyorum. Bunu gözlerimde görebildin mi sen de?” diye mırıldandım, dudaklarımı dahi KIMILDATMADAN…”
Dudaklarına dürüst davranmamışsın o vakit!
kameraygun
22 Haziran 2015 — 15:33
Güzel bir bağlantı yakalamışsınız. Ama herşeyin bir zamanı vardır.
Ayrıca gönlüm dürüst davranmış, gözlerime aktarmış. Sözler kifayetsiz kalmış, gözlerimle. Gözlerim de fazla dürüst. Ne yapacağız şimdi? 😊
bu*
23 Haziran 2015 — 01:26
Gönül zaten hep dürüst davrandığı kanısına kapılıp göze aktarır ki olmaması gerekendir bu. Şayet tüm duyuların ve duyguların dürüstlük edip 1 anda tüm söcükleri dudaklarda noktalarsa dürüstlüğü, ki buna basiret bağlanması diyoruz. O vakit işte tam da gerçek dürüstlüğü yakalamış bulunur insan. Gözler 1er yansımadır. Dürüst olmayı beceremezler 😊
kameraygun
23 Haziran 2015 — 07:00
Gözlere haksızlık etmeyin. Gerçeği saklayamayan tek organdır belki de. Oysa dudaklar sana uyum sağlar. Sen istersin, o yapar. Hislerine güveniyorsan, gözlere de güven. Doğru adımlar, gözlerdekine ulaştırır. Hem sözle kalıba gireceğine, gözle uçsuz olsun. Sınırı sen ol. Ben değil… 😌😊
bu*
23 Haziran 2015 — 15:11
Yineliyorum gözler yansımadır, kalbin yansıması, kalp ise yanılabilir yahut pekala dürüst olmayan 1i gözlerine de yalan söyletebilir. Benim esas çıkış noktam ise dürüstlük idi. Diyorum ki: kişi dürüst ise her şeyiyle; duyguları da hissiyatleri de doğru zamanda doğru şekilde vuku bulur. Kurgulamadan doğruya vardırır. Yani kalp görür göze iletir kalp dürüst ise göz doğru görür dudağa iletir. Ses olur dökülür, sen kurgulamazsın, sadece olur. Sözle kalıba girilmiş değil dürüst olunmuş olunur bu durumda, göz ile uçsuz değil uçmuş olur.😊
kameraygun
23 Haziran 2015 — 16:15
Gözler yansımadır, evet. Kalbin yansımasıdır.
Her ne kadar dürüstlüğü vicdanına yer etmemiş biri, gözlerini yanıltabilir deseniz de, ne gözünüzü ne de göz bebeğinizi kontrol etmemizin binde birlik imkanı, bu konuda size katılmama engeldir.
Esas çıkış noktamıza gelelim ozaman. Dürüstlük hususunda size katılırım, hatta daha geniş bir kavramla nitelendirir, gerçeklik derim. Hisler, düşünceler, inançlar.. herşeyde gerçeklik. İçte beliren o gerçek hisler. Burada kurgu, tasarım yada yapay hiçbirşey yoktur. Çünkü gerçek insan, inancın gölgesinde serin bir şekilde yoluna devam etmeye çaba gösteren insan, aksi düşüncelere ve eylemlere ihtiyaç duymaz. Karşımızdaki insan duydu diyelim. Yinen inancıma göre, eğer gerçekliğimden ödün vermemişsem, asıl gerçek karşıma çıkacaktır. Bununla yüzleşecek güç ise, gerçeğe olan yakınlığımdır.
Yani kalp görür, hisseder. Hisler yoğundur. İlk ele veren de gözler. Sonra dudaklar da hisseder. Tepki vermek ister. Sesleri serper etrafına, hislerinin gücüyle. Ancak herzaman yeterli olmaz. Kifayetsiz kalmak, sözlere mahsustur. Hisler tam anlamıyla yansıtılabilir mi? İnsan o kadar kuvvetli mi? Yansıtsa bile eksik kalmaz mı?
Velhasıl, sözler sınırlıdır, hisler sınırsız. Eğer görebilirsen de, gözlerindedir bir nebzesi…
bu*
23 Haziran 2015 — 17:17
“Yine inancıma göre, eğer gerçekliğimden ödün vermemişsem, asıl gerçek karşıma çıkacaktır. Bununla yüzleşecek güç ise, gerçeğe olan yakınlığımdır.”
Asıl gerçek olan elbet karşınıza çıkacaktır, bu yüzden dürüst olmayı beklemeli diyorum. Ciddiyetle dürüst iseniz her şey kontrolünüz dışında gerçekleşecek ve basiretiniz bağlacak ve size dair ne varsa dürüst olup dillenecektir şayet “asıl gerçek olan” karşınıza dikildiği an. Bu yüzden diyorum dillenmeyecekse o dil gözleri dürüst olamamaya itmemek gerek. Asıl olana saklamak gerek. Diliniz dönememişse kalbinize o hisler dürüstçe değildir. Gözün gördüğü yansıma olarak kalmış olur. Dürüst insana Allah asıl olmayanı nasip etmeyecektir zaten, O yanıltmaz vesselam… O yüzden hep derim “Vakti Var Geleceğin” okumanızı tavsiye ederim http://cvhrcck.blogspot.com.tr/2014/12/elkeb.html?m=1😊
kameraygun
23 Haziran 2015 — 17:45
Deneyimlerime dayanarak hissettiklerimi söylüyorum. Öyle anlarla birlikte oluyorum ki, kelimeler bir belirlilik katınca yetersizliğini hissediyorum. Ben yetersizimdir belki de. Yada böyle kalması isteğindeyimdir belkide. Onca yazılarımı hep dahası olacağını bilerel bitirdim. Ama dahası mevcut değil. Oldukça gelecektir. Bu dünyanın sonuna kadar hep dahası olacaktır.
Dillenmeyecekse dediniz. Ancak herşey benim elimde değil. Elimde olduğunu düşünmem de buna dahil. O an zamanı değildir belkide. Doğru zaman ya başka zamansa…
O yüzden, içimi elimden geldiğince temiz tutmalıyım ve içimden geleni dinlemeliyim. Şu anda benim gönlümü rahatlatan bu. İleride değişedebilir. Dünya değişiyor. İnsan da değişir. Belki daha iyiye…
Dürüst insanı Allah yanıltmaz. Çok şükür. Bu inanç da olmasa, yaşadığım anların ne tadı kalır ne anlamı…
Yazınızla ilgileneceğim. Güzel ve incelikli irtibatınız için teşekkür ederim. 🙏😊
bu*
23 Haziran 2015 — 18:17
Eyvallah’ül-Azim, bilmukabele 😊 Selametle✋